CHP Niğde Milletvekili Gürer’den Meclis Araştırma Önergesi: “Özelleştirmelerin Olumsuz Etkileri Detaylı Şekilde Araştırılmalı “
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, özelleştirme ile kamunun satılan varlıklarının hedeflenen faydayı sağlayıp sağlamadığının araştırılması için TBMM Başkanlığına Meclis Araştırma önergesi verdi.
Özelleştirmelerin hız kesmediğini belirten Gürer, “Bursa’da Cumhurbaşkanı Erdoğan imzası ile Karacabey ilçesindeki mülkiyeti Türkiye Şeker Fabrikası’na üç depo ve bir lojman binasının da yer aldığı yapılar, 58 milyon 500 TL’ye satıldı. 8 bin 556 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz da kamudan gitti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek soruma verdiği yanıtta son beş yılda 5 yılda 845 taşınmazın özelleştirildiğini açıklamıştı. 2003 yılı ile 2018 yılları arasında da liman, enerji santralleri, fabrikalar, işletme ve isim hakları, araç muayene istasyonları gibi yüzlerce kamu varlığı 60 milyar dolara özelleştirilmişti. Bu özelleştirmelerle kamu varlıkları küçüldü. Özelleştirmelerde hedeflenen sonuca erişildi mi? Görünen o ki bu satışlar ekonomiye yararı olmasa da yandaş iyi kazandı.” bilgisini aktardı.
“SÜREÇ İNCELENMELİDİR”
Son yıllarda ülkede yoğun bir şekilde özelleştirme politikaları uygulandığını kaydeden Gürer, “AKP iktidarının 22 yıllık dönemi boyunca, birçok özelleştirme gerçekleştirilerek kamu varlıklarının özel sektöre devri sağlanmıştır. Ancak, özelleştirme politikalarının genellikle kısa vadeli ekonomik kazançlar sağladığı iddiası, gerçekte ortaya çıkan zararlarla karşılaştırıldığında gerçeği yansıtmamaktadır. Bu nedenle bu süreç incelenmelidir.” ifadelerini kullandı.
AKP iktidarı döneminde özelleştirmelerin farklı yöntemlerde gerçekleştirildiğini belirten Gürer, şöyle devam etti:
“Bu yöntemler arasında kamuya ait şirket ve kurum hisselerinin satışı, işletmelerin doğrudan satışı, otel ve sosyal tesis satışı ile taşınmazların satışı gibi pek çok alan bulunmaktadır. Yüzlerce kamu kuruluşunun hisseleri ve yüzlerce kamu işletmesi satılmıştır. Son beş yılda ise 845 taşınmazın özelleştirilmesi gerçekleşmiştir. Özelleştirme politikalarının en önemli zararlarından biri, kamunun stratejik öneme sahip varlıklarının ve hizmetlerinin özel sektöre devredilmesi sonucunda ortaya çıkan sosyal ve ekonomik dengesizliklerdir. Özellikle enerji, iletişim, ulaşım gibi temel hizmetlerin özelleştirilmesi, halkın bu hizmetlere erişimini kısıtlamakta ve fiyatların artmasına neden olmaktadır. Bu durum, özellikle düşük gelirli vatandaşların yaşam standartlarını olumsuz yönde etkilemektedir.”
“İŞSİZLİK ARTTI”
Özelleştirme politikalarının iş gücü piyasasına etkisi olduğuna işaret eden Gürer, özelleştirilen pek çok fabrika ve tesisin zaman içinde kapanmasıyla işsizliğin arttığını, işten çıkarmalar olduğunu anlattı. Gürer, “Dolayısıyla, özelleştirme politikalarının ekonomik büyümeyi sağlama amacıyla uygulanması, aslında işsizlik ve sosyal huzursuzluk gibi sorunların artma riskini beraberinde getirmektedir. Ayrıca, özelleştirme politikalarının ekonomik etkileri de tartışmalıdır. Bazı durumlarda, özelleştirilen kurumların etkinliğinin artacağı ve maliyetlerin düşeceği öne sürülmektedir. Ancak, gerçekleştirilen özelleştirmeler sonucunda bu beklentiler boşa çıkmış, fiyat artışları, kalite düşüşleri ve işçi haklarının ihlali gibi sorunlar ortaya çıkmıştır. Ayrıca, özelleştirilen kurumların tekel gücünü özel sektöre devretmesi durumunda rekabetin azalması da ekonomik sorunlara yol açabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
“ÖZELLEŞTİRME İLE BEKLENEN FAYDA SAĞLANDI MI ?”
Türkiye’de özelleştirme politikalarının fayda sağladığına ilişkin argümanların genellikle kısa vadeli ekonomik kazançlara dayandığını kaydeden Gürer, önergede “Ancak, uzun vadeli ve toplumsal açıdan bakıldığında, özelleştirmelerin genellikle kamuya zarar verdiği ve ekonomik, sosyal ve demokratik açıdan birçok sorunu beraberinde getirdiği açıktır. Bu nedenle, Türkiye’nin özelleştirme politikalarını dikkatle gözden geçirmesi ve toplumun geniş kesimlerinin çıkarlarını göz önünde bulundurarak hareket etmesi adına özelleştirmelerin olumsuz etkilerinin detaylı şekilde araştırılması için Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.” ifadelerine yer verdi.